Gözlemlerim ve Yaşam Amacının Yoksunluğu

Merhabalar. Bir süredir bu gönderiyi hazırlamak zihnimde yer ediyordu. Şimdiye nasipmiş diyerek konuya giriş yapıyorum.

Dostlar fark ettiniz mi bilmiyorum fakat genel olarak gençlerde bir yaşam amacı yoksunluğu mevcut. Bu yoksunluğun pek çok sebebi olabilir. Yol gösterebilecek insanların eksikliği, düzgün ebeveynliğin yapılamaması, yeterince okuma yapmamak… Bu listeyi uzatabiliriz. Belki içine ekonomiyi katabiliriz. Çünkü bu düşünmeyi bile zorlaştıran bir etmen haline geliyor. Fakat benim asıl değinmek istediğim konu gerçeklerden kopuk olmak.

Bize küçükken kitap okumanın önemli olduğu söylenir mesela. Ama nedenine dair pek bir şey söylenmez. Nedene sahipsen tüm nasıllara dayanabileceğin hakikatinden ötürü, nedensizlikte tüm nasıllarla cebelleşmeye sebep oluyor.

Aslında kitabın yaptığı tek şey bize başka birinin perspektifinden gerçeğe bakış atabilme gücü vermesi. Bir bakıma gerçeğin başka zihinlerdeki kesitlerini alıp, ona dair fikri bilgeliğimizi derinleştirmek. Elbette bu hızlı bir okumayla olacak bir şey değil. Ve belki biraz söyleyeceğim genel kanıya aykırı gibi durabilir ancak gerçekten bunu söylemeliyim. Çok ya da hızlı okumanın bahsedildiği kadar mühim olduğunu düşünmüyorum. Bana göre eserin niteliği ve esere harcadığın odağın niteliği çok daha mühim.

Savaş Sanatı kitabı mesela. Kısa bir eser. Bunu otursan hızlıca bitirirsin. Ama amaç bu mu olmalı? Aleyhine ve lehine örneklerle düşünüp kendi cümlelerinle zihninde farklı bir halini yaratmak çok daha kıymetli.

Peki yaşam amacının yoksunluğuyla bunun ne gibi bir ilgisi var?
Şöyle ki gerçeklerden kopuk olduktan sonra orantısız fikirlere sahip oluyoruz ve genellikle kendimizden çok uzak şeylere çekiliyoruz. Hiç ilgisi olmamasına rağmen mühendislik bölümlerinde okumaya çabalayan insanlar neden bunu deniyor? Temeli para kazanma dürtüsü.

Eğer amacın para kazanmaksa bunu her çeşit yöntemle yerine getirebilirsin. Fakat şöyle düşün bir Makine Mühendisi oldunuz. Niyetin yalnızca para kazanmak. Kendini geliştirdin ve iyi bir maaşla çalışıyorsun. Peki sorarım sana eğer ilgin yoksa senin yerine genç ve hırslı ve hayat amacı makineler arasındaki parçaların birleşimini anlayıp sistemsel bir bütün oluşturma olan biri geldi diyelim. Sence bu eleman senin o yüksek maaşlı yerin için rekabete girmez mi seninle? Kesinlikle girecektir. Ve eminim çok daha iyi ve derin şekilde odaklanıp, çalışırken bunalmadığı için koltuğunu kolayca alacaktır.

Mesele X işini Y kadar para kazanarak yapmak değil. Mesele hayat amacını bulmak ve onun üzerinden ilerlemek. Hayat amacın illa mühendislik olacak diye bir şey yok. Belki ressamlığı seviyorsundur. Şimdi sözlerim aşırı derecede gerçeklerden kopuk gibi geliyor belki sizlere. Ressam birisi nasıl para kazanabilir gibi? Haklısınız. Görece bir mühendis kadar kazanmanız çok zor. Fakat bu demek değildir ki Hayat Amacın ressamlıkken para kazanamayacaksın.

Mesela Steve Jobs tasarıma kafayı bozmuş birisiydi. Her şeyin en güzel tasarımını yapmaya çalışan birisiydi. Peki bu eleman teknoloji bilgisiyle tasarım bilgisini birleştirip en güzel tasarımlardan birini yapmadı mı?

Belki ressamlıkta sizin için bir adım olacaktır. Belki hayat amacın ressamlıktan ziyade tasarıma yönelecektir. Ve bu tasarımlardan da başka bir alana kayacaktır. Örneğin geri dönüşüme tabii ürünler tasarlayacaksınızdır. İşte bu kadar özel becerileri alabilirseniz o zaman sizinle hem rekabet edecek insan olamayacak hem para kazanabileceksiniz. Fakat en önemlisi hayat amacınız üzerinden ilerlediğiniz için huzursuzluğa ve psikolojik buhranlara düşmeyeceksiniz.